Hayallerin peşinde koşan, her düşüşten kalkmayı bilen, güçlü ve hayat dolu bir kadın. Sanatın ve hayatın izinde, her adımda kendini yeniden keşfeden bir yolcu. Ve bu yolculuk, daha yeni başlıyor.

Güzel bir Kasım gününde İzmir’de doğdum. İlkokulu Hatay’da, Ortaokul ve Liseyi İzmir’de tamamladıktan sonra Celal Bayar Üniversitesi Matematik bölümüne devam ettim. Okulun ilk senesi eğlence amaçlı katıldığım Star TV “Miss Turkey” Güzellik Yarışmasına katılmam ve ilk 20 finalist arasına kalmamla televizyona da adım atmış oldum.

Okul harçlığımı çıkarmak amacıyla çıktığım yolda Çiçek Taksi dizisine başladığımda nerede ve kim olmak istediğimden emin oldum. Evet oyuncuydum başka bir şey olmak mutlu etmeyecekti. Emindim, seçim vakti gelmişti ve kariyerimi oyuncu olarak devam ettirmeye karar verdim. Çok mutlu olduğum sette, duayen oyuncuların karşısında öğrenme açlığıyla hem keşfetmenin tadını çıkarıyordum. Yolum Türkiye’nin en iyilerinden Şahika Tekand ile kesişti ve ne kadar şanslıydım ki öğrencisi olabildim. Çok uzun bir yolculuk olmasa da bendeki birçok benin oluşmasının sebebi canım hocam Şahika Tekand’dır. Çiçek Taksi, ilk dizi sektöründe kamera karşısına geçişim olsa da ilk kamera önünde olmam; Duman grubunun Bebek klibiyle gerçekleşti. O yüzden hep en sevdiğim grup Duman’dır. Oyunculuğa başladığım ilk günlerden itibaren karşılaştığım her usta, çok parlayacağımı söylüyordu. Parlamaya da başlamıştım, hatta bir gün büyük üstat Kartal Tibet yanındaki yapımcıya dönüp benim için; ‘bu kız her eve girmeli ‘demiş ve bana başrolü vermişti. Aşka bağlandım, evlendim ve kızım oldu. Kendimi kızıma adadım görünür bir biçimde. Hatta oyunculuğa zaman zaman ara versem de kutsal saydığım anneliğimde çok ama çok yeterli hissediyordum kendimi.

Bu süreçte bir youtube kanalı açtım. Kendi kendimi kamera önüne koydum hem de kendi kanalımda;) Ben oyunculuğa başlarken kimse bana oyunculuğun zor yanlarını anlatmamış ve rehber olmamıştı. Buradan yola çıkarak, ben gençlerin yanında olacağım dedim ve kanalımda deneyimlerimi anlattım, soruları cevapladım ve oynayıp kendilerini gösterebilmeleri için kanalımı genç yeteneklere açtım. O kadar sevdiler ki beni ve ben sevdim ki onları, bir ekip kurdum Tayfa 369 adında. Bir taraftan ekip ve diğer taraftan gençlerin öğrenme açlığıyla kendimi onlarcasının karşısında sahnede ders verirken buldum. Kimseye benzemeyen bir tarz ile 5 saate yakın aşırı keyifli atölyeler düzenlemeye başladım. Farkındalık odaklı tamamen değer yüklü saatler ile hoca da olmuştum sayelerinde bu muhteşem kalplerin. 300’den fazla katılımcıya 600 saatten fazla online ve interaktif eğitim verdim. Yetmedi, tüm hayal kuranları bir araya getirebileceğime inandığım bir sanat çiftliği projesi tasarladım ve bu uğurda kızımla ve tayfamla yollara düştüm. Hiç bilmediğim bir memlekette yeni bir ben inşa ederken, sokak satıcısı Turgay abiden Divan otelin sahibi Göksel beye kadar, 300’den fazla harika insanla tanıştım.

Anladım ki; insanın en büyük zenginliği, psikolojik ya da fiziksel fark etmeksizin ne imkanı varsa o imkanıyla yanında olup hayallerini severek destekleyenlerin varlığıymış. Değerlerine katkı sağlayan ve onları yüceltebilenler varsa yanımızda, işte o zaman hiçbir şey korkutmuyormuş. Tek başıma 1 şeyken, değerlerimi sevenlerin sevgisiyle birleşince ne çok şey oluyormuşum, oluyormuşuz. Bunu da deprem zamanı daha net öğrendim. 6 Şubat Hatay depreminde bir yandan herkes barınma ve gıda yardımı yapıyorken ben ise oralarda bir yerde hep çocukları gördüm. Korku dolu bakışları, mutsuz yüzleri, düşmüş omuzları ile o kaosta ihmal edilen çocukları. En sevdiklerimden Bilge hocamın bir röportajındaki cümle ilham oldu bana ve çocuklara güzelliklere bakabilmenin ne kadar büyük bir güç olduğunu öğretmek istedim. “1 ŞEY” Tasarladığım ve atölyeler bulup yaptırdığım mutluluk oyuncağım. Oyuncaklarım, 300 çocuğu ve daha ötesi ebeveynlerini çok mutlu etti. Oyunlar oynadık hep beraber beton konteynerlerin arasında. Hep beraber dans ettik, güldük, yetmedi, çoğalmalıydık. Yola düştüm yine yeni bir hayalin peşinden :)

Sonra bir dürtü geldi ve yazmaya başladım, Gerçek Filtre çıktı 2023 yılında. Varoluşsal bir aşk öyküsü. Biraz Matrix, bolca Alice esintili. Simülasyon teorisi ve aşkı sevenler çok sever mini öykümü… Sanatçı çok yönlü olmalıdır evet, fakat onca deneyimime rağmen yine de en çok keyif aldığım, tutkum olan oyunculuktu. Oyunculuk, oyuncak, sahne, kitap, atölyeler, koçluk derken, şimdi hem oynuyor, hem yazıyor, hem konuşuyorum ve muhteşem insanlarla da yolum denkleşirken sizlerin de  yayınlarımla bu yolculukta yanımda olmanızı düşlüyorum.

Biliyorum ki; “Yalnız başımıza sadece 1 şeyiz ancak birlikte Çok şeyiz”. O yüzden 1 kadın olarak çok şey olmayı ve çok şey olmayı seçenlerle bir araya gelmeyi seçiyorum.

BEN KİM MİYİM?
Tüm bu yazılanları okuduktan sonra, kalbinizde kim isem ben oyum . Gerisi kronolojik eylemler, buyrunuz

  • Star TV Miss Turkey ilk 20 finalisti
  • Duman grubu - Bebek Klibi
  • İbrahim Erkal - Balam klibi
  • TRT 1 Çiçek Taksi - Çağla  karakter
  • SHOW TV - Sensiz olmuyor
  • SHOW TV - Acı Hayat - Aysu karakteri
  • KANAL 7 TV - Kaçak Gelin filmi Melek karakteri
  • KANAL 7 TV - Hatçe Sosyetede tv filmi Hatçe karakteri
  • Mahpeyker Kösem Sultan Filmi - Dilaşup Sultan karakteri
  • Dispotik Kısa Film - Eski Koltuklar
  • Genç Osman Yavaş - Daha Küçüksün Klibi
  • TRT 1 - Yüzyıllık Mühür Kadın Kahramanlar Elizabeth karakteri
  • “1 Şeyler Çok Şeyler” Sahne Şovu
  • “1 Şey” çocuklar için farkındalıklı mutluluk oyuncağı
  • “Gerçek Filtre” art book 
  • “Canlı Şeyler” Podcast yayını ( spotify )
  • Gökcan Gökmen Youtube Kanalı